Hyalüronik Asit Nedir? Nasıl Kullanılır?

Hyalüronik asit; ciltte, bağ dokusunda, gözlerde bulunan ve vücut tarafından doğal olarak üretilen bir maddedir. Temel amacı dokuların yağ ve nem dengesini korumak için suyu tutmaktır. Hyalüronik asit, su moleküllerini üzerine çekmesiyle bilinen ve kendi ağırlığının 1000 katı kadar su molekülünü üzerinde tutabilme özelliğine sahip oldukça yararlı bir asittir. Aynı zamanda hücre üretimini hızlandırarak cildin nemli ve esnek olmasını sağlamaktadır.

Nem, esneklik ve dolgunluk konusunda cilde olumlu etkileri olan hyalüronik asidin yaş ilerledikçe vücut tarafından üretimi de azalmaktadır. Bu durumda eskiye oranla cilt; nem tutma özelliğini, dolgunluğunu ve esnekliğini kaybetmeye başlamakta ve vücut daha fazla hyaluronik aside ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden hyaluronik asidi dışarıdan takviye olarak almak, cildin daha canlı, dolgun ve sağlıklı görünmesini sağlamaktadır.

 

Hyalüronik Asidin Cilde Faydaları

 

• Cilt tabakasına yerleşen hyaluronik asit molekülleri, su moleküllerini tutma özelliği sayesinde nemin ciltte daha uzun süre kalmasını sağlayarak ciltteki nem kaybını önlemektedir.

 

• Cildin daha canlı, sağlıklı ve dolgun görünmesini sağlamaktadır.

 

• Cildin elastikiyetini arttırmaya destek olmaktadır. Bu sayede cilt herhangi bir hasar aldığında kendini koruyabilmektedir. Esneme özelliğini kaybetmeyen cilt daha sıkı ve genç bir görünüm sağlamaktadır.

 

• Hyaluronik asit içeren ürünler düzenli olarak kullanıldığında cilt daha nemli görünmekte, cilde ihtiyaç duyduğu suyu sunarak daha parlak, canlı ve aydınlık bir cilt sağlamaktadır.

 

• Nemli cilt aynı zamanda yaşlanmanın ilk belirtileri olan ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü de azaltır. Cilt yüzeyine uygulandığında, hyaluronik asit serumları kırışıklıkları, kızarıklıkları azaltabilir.

 

• Yara iyileşmesinde önemli bir rol oynayan hyalüronik asit, iltihaplanma seviyelerini düzenler ve hasarlı bölgede yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olmaktadır.

 

• Hyalüronik asit ayrıca antibakteriyel özelliklere sahiptir. Doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır.

 

• Birlikte kullanıldığı diğer asit içeriklerini cildin alt katmanlarına taşıma özelliğine sahiptir. Örneğin C vitamini serumu ya da kremi ile birlikte kullanıldığında bu içeriğin etkisinin arttırılmasına yardımcı olmaktadır.

Hyalüronik Asidin Vücuda Faydaları

 

• Su moleküllerini tutarak tüm hücrelere taşınmasını sağlamaktadır.
• Vücutta kaslar, kemikler, kan damarları ve sinirler gibi dokuların irtibat halinde olmasını sağlamaktadır.
• Eklem rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
• Antibakteriyel özelliği sayesinde yaraların iyileşmesine katkı sunmaktadır.
• Kolajen liflerin oluşmasını ve korunmasını sağlamaktadır.
• Göz damlalarında kullanılarak göz kuruluğuna iyi gelmektedir.
• Eklemlerdeki yıpranma durumunda ortaya çıkan osteoartrit tedavisinde kullanılmaktadır.

 

Hyalüronik Asit Hangi Ciltler İçin Uygun?

 

Hyalüronik asit her cilt tipinde, hatta hassas ve kızarıklığa yatkın ciltlerde dahi kullanılmaktadır. Cilt bariyerini onarma ve cildi yatıştırma etkisi bulunduğundan egzama ve rozasea gibi şikayetleri gösteren ciltler de gönül rahatlığıyla bu içeriğe başvurmaktadır.

Özellikle de yaşlanma belirtilerini azaltmak isteyen, sivilce sorunu bulunan ya da kuru bir cilde sahip kişiler için nemi cilde hapsetme özelliğiyle vazgeçilmez olan hyalüronik asit, su bazlı yapısı sayesinde yağlı, sivilce ve akneye meyilli ciltlerde de rahatlıkla kullanılmaktadır. Yağlı ciltlerin de neme ihtiyacı olduğunu göz önünde bulundurulursa, hyalüronik asit içeren bakım ürünleri hafif dokularıyla tüm ciltlerde kullanılmaktadır.

 

Hyalüronik Asit Kullananlar Nelere Dikkat Etmelidir?

 

Hyalüronik asit kullanımında en çok dikkat edilmesi gereken nokta, hyalüronik asit içeren bir serumu cilde tek başına uygulamamaktır. Bu, cildin daha da kurumasına sebep olmaktadır. Hyalüronik asidin cilde fayda göstermesi için hyalüronik asit içeren bir serum kullanıldığında, üzerine mutlaka nemlendirici krem uygulanmalı ve ürünün etkisi arttırılmalıdır.

Hyalüronik asit içeren bakım ürününü seçerken, ürünün içerdiği hyalüronik asidin molekül ağırlığına dikkat edilmelidir. Bu, nemin cilde ne derinlikte nüfuz edeceğini belirleyen önemli bir noktadır. Molekül ağırlığı azaldıkça, hyalüronik asit cildin daha derin katmanlarına ulaşabilmektedir. Düşük molekül ağırlığına sahip hyalüronik asit içeren ürünleri tercih ederek, bu içerikten maksimum seviyede verim alınabilir.

Hyalüronik asit, atmosferdeki nemi çekmektedir. Eğer nemli bir ortamdaysanız ve cildinize hyalüronik asit içeren bir serum uygularsanız, havadaki nemi cildinize çekip hapsedecektir. Eğer kuru bir ortamdaysanız (özellikle de klima veya kaloriferli bir ortamdaysanız) havada çekecek nem olmadığı için, hyalüronik asit cildinizin alt katmanlarındaki nemi çekecektir. Bunu önlemek için, hyalüronik asidi hafif nemli cilde uygulanması tavsiye edilmektedir.

 

Hyalüronik Asit Hangi İçeriklerle Birlikte Kullanılabilir?

 

Çoğu içerikle uyum sağlayan ve birlikte kullanımı tavsiye edilen hyalüronik asit; retinol, AHA-BHA asitleri ve vitaminlerle birlikte uygulanabilmektedir. Hatta retinol ve AHA-BHA gibi asitler soyucu etki göstererek cildin nem kaybetmesine sebep olduğu için, hyalüronik asidin bu içeriklerle birlikte kullanımı desteklenerek cildin rahatlatılması ve cilde ihtiyaç duyduğu nemi sunması sebebi ile özellikle tavsiye edilmektedir.

Bu konudaki tek istisna ise, glikolik asidin düşük pH oranına sahip olması ve hyalüronik asidin etkisini azaltması nedeniyle birlikte kullanımının tavsiye edilmemesidir.

 

Hyalüronik Asidi Kimler Kullanabilir? Cilde Yan Etkileri Var Mı?

 

Her cilt tipinde kullanımı güvenli olan hyalüronik asit; glikolik asit veya salisilik asit gibi soyucu bir özelliğe sahip değildir. Ciltte irritasyon yaratmaz aksine su tutma özelliği sayesinde cildin ihtiyaç duyduğu nemi maksimum oranda ve nazik bir şekilde vererek cildi rahatlatmaktadır. Vücutta doğal olarak üretilen bu asidin sentetik versiyonu cilt bakım ürünlerine eklendiğinde herhangi bir yan etki oluşturmamaktadır.

Ciltte gözlemlenen herhangi bir reaksiyon durumunda, kullanılan cilt bakım ürününde bulunan diğer bileşenlere dikkat etmek gerekmektedir.